Sigara ve Akciğer Kanseri Arasındaki İlişki

Sigara ve Akciğer Kanseri Arasındaki İlişki

Akciğer Kanserinin En Önemli Nedeni Sigara Kullanımıdır.

Akciğer kanseri günümüzde neredeyse tüm ülkelerde en çok ölüme sebep olan hastalıktır. Kanser türlerinden akciğer kanseri en sık rastlanan kanser türüdür. Bunun yanı sıra kadınlarda meme kanseri de sık görülmektedir fakat geçtiğimiz 15 yıla bakıldığında meme kanseri görülme sıklığı giderek azalmakta, akciğer kanseri görülme sıklığı git gide artmaktadır. Buda kısa süre sonra akciğer kanserinin kadınlarda da ilk sıraya yerleşeceğini göstermektedir. Geçtiğimiz yıllarda yapılan birçok araştırma akciğer kanseri oluşmasında %88 sigaranın sorumluğu olduğunu göstermiştir. Sigara kullanan kişilerde hastalığa yakalanma riski içmeyenlere göre yaklaşık 10 kat artmaktadır. Buda her 10 hastadan 9’u eğer sigara içmeselerdi kansere yakalanmayacaklardı sonucuna varılmaktadır. Akciğer kanserinin ortaya çıkmasında birkaç faktör ön plana çıkmaktadır. Genel olarak değerlendirildiğinde; sigaraya başladığımız yaş, toplam içtiğimiz süre ve günde içilen miktar önemlidir. Akciğere bağlı rahatsızlıklar akciğerin yıllarca deformasyona uğraması sonucunda ilerleyen yaşlarda ortaya çıkmaktadır. Yukarıda ki faktörler de hastalığın teşhisinde bu yüzden önem taşımaktadır. Son yıllarda istisnai durumlarda da artış gözlemlenmektedir. Her insan bedeni bir olmamakta ve vereceği tepkiler aynı olmamaktadır. Henüz 5 yıllık bir sigara geçmişi olan kişi bazen 50 yıllık sigara tiryakisinde daha kötü durumda olabilmektedir. 50 yıllık kullanıcı kansere yakalanmamışken 5 yıllık kullanıcı kanser hastası olabilmektedir. İçtiğimiz tek dal sigaranın akciğerlerimiz de tek bir hücreyi tahrip etmesi akciğer kanserinin başlaması için yeterlidir. Bu nedenle günde ne kadar çok sigara içiyorsak, ne kadar erken yaşta sigaraya başladıysak akciğer kanseri olma riskimiz o kadar artmaktadır. Sigarayı bıraktığımız ilk andan itibaren kansere yakalanma riskimiz düşmeye başlar. 15 yıllık bir süreçte sigara kullanmayan birisi ile aynı risk grubuna girmiş oluruz.

Pasif İçicilik ve Akciğer Kanseri

Pasif içicilik diye adlandırdığımız, sigara kullanmasak bile sigara dumanına maruz kalma durumu da hastalık için risk teşkil etmektedir. Sigara içilen ortamlarda bulunan kişilerinde akciğer kanserine yakalanma riskleri içmeyenlere göre 5 kat daha fazladır. Sigara dumanının içinde bulunan çeşitli kimyasallar dumanı soluduğumuz zaman doğrudan akciğerlerimize nüfuz etmektedir. Buda pasif içicileri de risk altına sokmaktadır. Kanser oluşumunda sigaradan başka faktörlerde vardır. Genetik faktörler, çevresel faktörler. Fakat akciğer kanserinin en önemli nedeni %88’lik oranla sigaradır. Diğer faktörlerin etkileri olsa bile önemsenmeyecek kadar ufaktır. Sigara içmeyenlerde bu faktörler nedeniyle nadiren de olsa akciğer kanserine yakalanmaktadırlar. Sigara içmemize neden olan şey içinde bulundurduğu nikotindir. Nikotin duman içinden teneffüs edildiğinde kısa bir sürede beyne ulaşır ve beyinde bir kaç hormonu harekete geçirerek mutluluk duymamızı sağlar. Bu mutluluk hissi kısa süre sonra gider ve biz bir sigara daha yakarak kanımızda dolaşan nikotin seviyesini yukarıda tutmaya çalışırız. Fakat nikotini soluduğumuz dumanın içinde sayısı 5000i bulan kimyasal maddeler vardır. Bu kimyasalların birçoğu zehirlidir. Neredeyse bu kimyasallardan tüm vücudumuz etkilenmektedir. Akciğer kanserine neden olan ise katran adını verdiğimiz, sigaranın kimyasal artıklarıdır. Vücudumuza bilinen en büyük zararı veren madde katrandır. Yıllarca sigara içtiğimiz zaman akciğerlerimiz de tamamen katran birikir. Akciğerler fonksiyonlarını yerine getiremez hale gelirler. Bazı durumlarda hastaların ciğerlerinden katran çekilerek hastanın rahatlaması sağlanmaktadır.

Akciğer Kanserinin Tedavisi

Akciğer kanserine yakalandıktan sonra hastalık çok hızlı seyir göstermektedir. Kanser türleri arasında en hızlı yayılan ve çoğalan kanser akciğer kanseridir. Bu nedenle hasta hastalığa yakalandıktan sonra artık yapacak pek fazla bir şey kalmamaktadır. Bu bakımdan akciğer kanserinde erken teşhis çok daha önemli bir hale gelmektedir. Erken teşhis konulduğu takdirde tedavide bir umut doğmaktadır aksi halde tedavi mümkün olmamaktadır. Hastalığın bu özelliğinden dolayı, kansere yakalanmadan önce önlemlerin alınması ve hastalığın ortaya çıkmasına engel olunması gerekmektedir. Hastalıktan en önemli korunma yolu sigaranın bırakılmasıdır. Sigara kullanılmaması başlı başına korunmak için yeterlidir. Fakat pasif içiciliği de unutmamak gerekir. Günümüzde getirilen yasaklar ile kapalı mekanlarda sigara içilmesi tamamen yasaklanmıştır. Buda artık pasif içiciliğe maruz kalma durumunu oldukça azaltmıştır. Yine de ev ve özel iş yerlerinde sigara kullanımına ve pasif içicilik duruma dikkat edilerek kendimizi akciğer kanserinden korumalıyız.